"H. Cahit Öztelli" Şeyh Nusrettin Tekkesi'ni 1940’larda Müftü Arif Kılıç ile birlikte ziyâret eder ve daha sonra şunları yazmaktadır :

“Zile’ye yedi kilometre uzaklıkta ve istasyon yakınlarında kendi adı ile anılan ve Tekke de denilen köyde yatmakta olan bir azizdir. Otuz yıl önce Zile Müftüsü merhum Arif Kılıç ile birlikte bu köye gitmiştik.
Evliya Çelebi’nin söz konusu ettiği dut ağacını da gördük. Ne yazık ki, tekkelerin kapatılması sırasında “İnkılâp yobazı” bir kaymakam tarafından ağacın kestirildiğini söylerler. Yerden başlamak üzere ancak bir metre kadar gövdesi kalmıştı, kurumuştu. Yedi - sekiz yüzyıllık eseri kendi eli ile yok eden acaba başka uluslar var mıdır?

Köylüler bu ağacın gövde kabuklarının tütsüsü ile sıtmanın iyi olduğunu söylediler. Evliya Çelebi üç yüzyıl önce de böyle olduğunu bildiriyor.”

20 Eylül 2011 Salı

KÖYÜMÜZÜN TARİHÇESİ

ŞEYHNUSRETTİN :

İlçenin güney doğusunda yer alan Şeyh Nusrettin Köyü merkez ilçe, Süleymaniye, Kurşunlu, Özyurt, Hasanağa ve Korucuk köyleri ile komşudur. İlçeye uzaklığı 8 km'dir. Prof. Fuat Köprülü'nün Anadolu'daki Mutassavvuflar isimli eserinde Horasandan Anadolu'ya gelen ve Hoca A. Yesevinin öğrencilerinden olduğundan söz ettiği Şeyh Nusrettin ve müritlerinin buraya ilk yerleşenler olduğu sanılmaktadır. 16 hane bulunan köyde, 600 dekar arazinin 200 dekarında sulu tarım yapılmakta, buğday, arpa, başta olmak üzere şeker pancarı, fasulye, ayçiçeği gibi yöre ürünleri yetiştirilmektedir. 90 kadar büyükbaş hayvanın bulunduğu köyde, küçükbaş hayvan yok denecek kadar azdır. Köyde bulunan Şeyh Nusrettin Tekkesinin bahçesinde önceleri var olan dut ağacının dalları arasına konulan su ile banyo yapıldığında humma hastalığının geçeceğine, küçük çocukların ise türbe etrafında yedi defa dolaştırılması ile yürüyeceklerine inanılır

ŞEYHNUSRETTİN HZ

Harzem Devleti umarasından Hamza Beyin oğludur.Hamza Bey Harzem Devletinin Cengiz Hanın istilasına uğraması üzerine oğlu ile birlikte Erzincana hicret etmiştir. Hamza bey oğlunu Erzincanda evlendirmiş, bu evlilikten Fatıma isminde bir kızı olmuştur. şeyh Nusreddin Hazretleri kızı fatımayı Erzincan alimlerinden şeyh Sracuddin efendi ile evlendirmiş bu evlilikten Ümmügülsüm adıda bir kızı , Acepşir adında bir oğlu olmuştur. Bu ismi torununa Şeyh Nusreddin Efendi koymuştur.
Harzemli bir türk alimi olan Şeyh Nusreddin Hazretleri, damadı ve torunları ile birlikte evvela Tokata , bir müddet sonra Kazovanın Cebeli ebyaz denilen dağda kalmışlardır. Zile'lilerin ısrarlı daveti üzerine o zaman Aksaray denilen bugünki kendi adıyla anılan ŞEYHNUSREDDİN Köyüne yerleşmişlerdir. Bu köyde bir medrese , bir zaviye yaptırmış vefatına kadar ilim ve irfan neşri ile meşgül olmuş değerli alimler yetiştirmiş, bütün memleket ve havalisi ilminden irfanından istifade etmiştir. Kendisi memleketimizin ilim ve irfan hayatında ön sırada gelen büyük alimlerindendir. bu cümleden olarak şimdiki Karaşeyh köyünde ziyaret edilen Şeyh Yakup hazretleri ile Şıheylik köyünde türbesi bulunan Veli Mehmet Efendi bu zatın halifelerindendir.
Tahminen hicri 630 yılında Zileye gelen Şeyh Nusreddin efendi hazretleri torunu Ümmügülsüm hanımı Zile merkezinde Şeyh Etem Çelebi Camii içerisinde türbede medfum bulunan ve Beyazıdu Bestami torunlarından olan Musnuddın Halil efendi ile evlendirilmiştir. Bu evlilikten meşhur alim Şeyh Etem Çelebi dünyaya gelmiştir. Bundan sonra çok yaşamamış vefet etmiştir. Köy içerisindeki türbesine defnedilmiştir.
Türbe içerisinde yatanlar. 1,Şeyh Nusreddin Hazretleri. 2,ailesi (Abdulhannan kızı). 3, Kayınbiraderi Abdulcabbar.
Türbe dışında babası Hamza Beyin kabri vardır. hicri 650 yılında vefat etmiştir.
Baba tarafından nesebi esabtan Hasan Geylani isminde bir sehabiye dayanır. ana tarafından İmamı Hüseyin efendimize ulaşır. Bu suretle ana tarafından evledı Resuldur. Tarikat silsilesi 13. silsilede Şeyh Cüneydi Bağdadi. Sırrı Sakatı, Mağruf kerfi, Davud tabi, Habibi acemi, Hasan basri, İmamı Ali vasıtaları ile Peygamberimize(s.a.) ulaşır.
Allah kendilerinden razı olsun.
BİR HATIRA : Sivas valisi Hacı İzzettin Paşa Zileye gelir Hacı İsmail dedeyi ziyaret eder. sonra yaya olarak Şeyh Nusreddin hazretlerini ziyarete gider. Köyden misafir olması için Şeyh Hacı İbrahim efendi ısrar eder. Paşa eğer kalırsam sabaha kadar oturmak icabeder benise ihtiyarım,mazur görün diyerek ayrılır.

Merhum Müftü Arif KILIÇ'ın notlarından tespit edilmiştir.
Osman Karadavut (emekli vaiz)



Fuad Köprülü'nün İlk Mutasavvuflar adlı eserinde belirttiği, Horasan'dan gelen Hoca Ahmed Yesevî'nin öğrencilerinden Şeyh Nusrettin ve müritleri Zile'nin bugün Şeyh Nusrettin köyünün bulunduğu yere yerleşmişlerdir.

Şeyh Nusrettin Tekkesi ziyaretçilerle dolup taşmaktadır. Çeşitli dilekler için gidilen ziyaret yeri özellikle humma hastalığına yakalananların gittikleri ziyarettir.

Ayrıca küçük çocukların türbe etrafında yedi defa dolandırılması ile erken yürüyeceklerine inanılır.
-------------------------------------------------------------------

Augustus döneminde Sivas’a Sebasteia adı verilmiş. İmparator Licinius (306 – 24), yerli halktan Hıristiyan olanları öldürtmüş, burada inancı uğruna ölenler arasında Sebasteia’nın Kırk Şehidi de varmış.7

Tebliğe ‘Sebaste’nin Kırk Şehidi’ ile başlıyor ve Milât Öncesi Zile’nin geçmişine doğru, edindiğim belgeleri tetkiklerinize sunuyorum.

Konuyla ilgili olarak Zileli Arkeolog Kâmil Yaşar PAŞAY, ‘Sebaste’nin Kırk Şehidi – 10 Mart 320’ adlı makalesinde konu ile ilgili şu aktarmaları yapmıştır.

“Bu kahraman 40 asker vasiyetlerinde Zile yakınındaki Sarin Köyü'ne gömülmek istediklerini söylerler. Cesetlerinin yakılmasından sonra kalan küllerin çoğunluğu Zile yakınındaki Sarin Köyü'ne götürülmüştür. Diğerleri birçok kilise ve inançlı insan arasında paylaşılmıştır. Sarin Köyü, eskiden "Kırklar Tekkesi" adıyla da bilinen Zile’nin Şeyh Nusrettin Tekkesi'dir. Yunanlılar ve Ermeniler buraya hac için gelmekteydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder